Kadınlar İçin Okuma-Yazma Eğitimi Projesi

2014 Yerel Seçimler öncesi hazırlayıp, bazı Başkan Adayları ile paylaştığım projelerim arasındadır.

Projenin Tanımı:

2012 yılı verilerine göre, ilçelerimizde yaşayan önemli sayıda kadın okuma yazma bilmemektedir. Bunlardan eğitime uygun olabilecek 50 yaş altı kadın sayısı ise ciddi bir orandadır. Göç yolu ile taşınanlar, 50 yaş ve üzeri olup istekli bulunanlar dahil edilerek kadınlar için okuma yazma kursları düzenlenecektir.

Projenin Kapsamı:

Kayıtlar ve güncel taramalar ile tespit edilen okuma yazma bilmeyen kadınların evlerine en yakın bir eğitim kurumunda okuma yazma kursuna katılmaları teşvik edilecektir. Bunun için kalem defter silgi gibi malzemeler Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılarak temin edilecektir. Katılımcılara okuryazar sertifikası verilecektir. Daha sonra dışarıdan ilköğretim eğitimi almaları da ayrıca teşvik edilecektir.

Projenin Paydaşları ve İcra Şekli:

Tespit edilen ve istekli bulunan kadınlar için eğitim müfredatı ve evlerine en yakın eğitim kurumuna kayıt edilmeleri için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği yapılacaktır. Eğitimi başarıyla bitiren kadınlara teşvik mahiyetinde hediyeler verilecektir.

Projenin Beklenen Önemli Sonuçları:

Genellikle kırsal alandan göç yolu ile gelen veya sosyo-ekonomik şartlardan dolayı eğitimden mahrum kalan kadınlar okuryazar yapılarak hayat kalitelerinin artması, hizmetlerden daha fazla yararlanabilmeleri ve topluma sağlıklı şekilde entegre olmaları sağlanacaktır. Eğitimli anne ve aile olma yolunda önemli bir aşama kaydedilmiş olacaktır.




Annelik Okulu Projesi

2014 Yerel Seçimler öncesi hazırlayıp, bazı Başkan Adayları ile paylaştığım projelerim arasındadır.

Projenin Tanımı:

İlçede yaşayan 18 – 45 yaş arası evli olan ve olmayan bayanlardan istekli olanlara kendi mahallelerinde bulunan okul ve kültür merkezlerinin eğitim salonlarından istifade ederek; annelik hakkında psikolojik, fizyolojik, sağlık ve hijyen, sosyal ve dini konuları temel alan bir eğitim sürecini sağlamak ve eğitim sonunda başarılı olanlara “Annelik Sertifikası” vererek onurlandırmaktır.

Projenin Kapsamı:

Proje 3 grup temel alınarak hazırlanacak eğitim müfredatının verilmesi ile oluşacaktır. Bunlar evli olmayan bayanlar, evli olup henüz çocuğu olmayan bayanlar ile evli ve çocuklu bayanlar şeklindedir. Projeye katılanların en az okuryazar olmaları gereklidir. Ulaşım ve eğitim yeri planlaması açısından her mahalleye ayrı programlar yapılacaktır. Projeye en az %80 oranında katılan ve dönem sınavından en az 60 puan alan bayanlara “Annelik Sertifikası” takdim edilecektir.

Projenin Paydaşları ve İcra Şekli:

Gruplara göre seçilecek müfredatın verilmesi için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Sağlık Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü ve İlçe Müftülüğünden eğitmen desteği sağlanacaktır. Her mahalle için belirlenen eğitim salonlarında oluşacak ikram v.b. giderler dahil tüm masraflar için sponsorlar ve Belediye imkanları kullanılacaktır. Eğitimi başarıyla bitiren anne ve anne adaylarına teşvik mahiyetinde hediyeler verilecektir.

Projenin Beklenen Önemli Sonuçları:

İlçemizdeki annelerin ve anne adaylarının her açıdan bilinçlenmesi toplumun temel kaynağı olan aile kurumunun güçlenmesi ve gelişmesine vesile olacaktır. Annelerin yetişmesi ile çocuk eğitiminin temelinde iyileşmeler sağlanacaktır. Aile bağlarının güçlenmesi, sağlık sorunlarının erken tespiti ve doğru uygulamalara imkân verecektir. Annelerin eğitilmesi ile baba ve çocukların da dolaylı eğitimleri sağlanmış olacaktır.




Gençlerimiz Türkiye’yi Tanıyor Projesi

2014 Yerel Seçimler öncesi hazırlayıp, bazı Başkan Adayları ile paylaştığım projelerim arasındadır.

Projenin Tanımı:

İlçedeki Liselerde okuyan gençlerden seçilen öğrenciler 81 ilimize ziyaret gezileri yapacaktır. Bu sırada resim, video, röportaj ve not tutma yolu ile sağladıkları verileri dönüşte uzman kişilerden destek alarak en az bir saatlik sunumlar hazırlayacak ve kendi/bütün liselerde toplu sunumlar yaparak paylaşacaktır. Sunum sırasında soru cevap ve önemli anıların aktarılması ile interaktif bir ortamda şehirlerin tanıtımı yapılmış olacaktır. Yapılan sunumlar kayıt altına alınarak diğer liselerle ve sonraki dönemde gelen gençlerle paylaşılabileceği gibi istenirse ailelere de verilebilecektir.

Projenin Kapsamı:

Her lisedeki öğrencilerden 3‘er takım halinde 4 kişilik ekipler seçilecektir. Her ekipte 2 kız ve 2 erkek öğrenci olması, başlarında okul idaresinin görevlendireceği 1 öğretmen bulunması sağlanacaktır. Kura ile seçilen illere yıl içinde mevsim şartlarını da dikkate alarak en az 3 gün süren geziler yapılacaktır.

Projenin Paydaşları ve İcra Şekli:

Ulaşım ve iaşe ihtiyacı Belediye ve sponsorlardan sağlanacak, konaklama, rehberlik ve diğer yerel giderler için gidilen yerin Belediye Başkanlığı, İl Valiliği, Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Müdürlüğünden destek alınacaktır. Proje planlamasında temel ihtiyaçlar tanımlandıktan sonra İç İşleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığına yazışma ile projeye destek vermeleri temin edilmeye çalışılacaktır. İl ve ilçemizde bulunan dayanışma derneklerinden ve gidilen ilin iş adamlarından da destek sağlanabilecektir.  Gezi sonrasında toplanan verilerin değerlendirilmesi için öğrencilere uzman kişiler destek verecektir. Gezide kullanılmak üzere her ekibe bir fotoğraf makinesi, bir el kamerası ve bir ses kayıt cihazı temin edilecektir.

Projenin Beklenen Önemli Sonuçları:

Seçilen öğrenciler ve onların sunum yapması ile diğer liseli öğrencilerin tamamı şehirlerimiz hakkında doğrudan ve güncel bilgi sahibi olacaklardır. Bu proje yurt genelinde kardeşlik ve millet olma şuurunu güçlendirecek, farklılıklarımızı zenginlik olarak tanımaya fırsat verecektir. Öğrencilerin gelecek planlarında yaşamak isteyebilecekleri şehirleri seçebilmeleri veya girişimci olmaları halinde yatırım yapmayı tercih edebilecekleri şehirleri görme şansları olacaktır.

 




Çocuk Spor Kulüpleri Destekleme Projesi

2014 Yerel Seçimler öncesi hazırlayıp, bazı Başkan Adayları ile paylaştığım projelerim arasındadır.

Projenin Tanımı:

İlçedeki çocukların ilk ve ortaokuldan itibaren yetenek ve ilgilerinin olduğu spor dallarını keşfetmelerini ve aktif olarak yapabilmelerini sağlayıcı faaliyetlerle ilgili projedir.

Projenin Kapsamı:

İlk ve Orta Dereceli okullarda spor dallarına yönelik malzeme ve eğitmen desteği sağlayarak sporun yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. Çocuk Spor Kulüplerine teşvik sağlamak ve bazı imkânlardan yararlandırmak gibi faaliyetleri kapsamaktadır. Projenin sınırlarını ve bütçesini belirlemek için Anaokulu ve ilköğretim okullarında genel bir ilgi ve yetenek taraması yapılarak potansiyel sporcu çocukların durumu ve ihtiyaç duyulan teşvik alanları tespit edilecektir.  İlçenin Milli Eğitim ile Gençlik ve Spor Müdürlükleri ile koordinasyon sağlanarak projenin yakın, orta ve uzun vadeli hedefleri tespit edilerek bütçe ve yönetim tasarımları yapılacaktır.

Projenin Paydaşları ve İcra Şekli:

İlçede bulunan Milli Eğitim Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Müdürlüğü, Spor Kulüpleri, Spor Federasyonları, Sağlık Müdürlüğü ve STK’lar ile işbirliği yapılacaktır. Faaliyetlerin finansman kaynakları arasına bölgesel ve ulusal sanayici ve iş adamlarının da katılmaları teşvik edilecektir.

Projenin Beklenen Önemli Sonuçları:

Başarılı sporcuların yetiştirilebilmesi için sağlıklı işleyen altyapının kurulması, sporun ve sağlıklı yaşam biçiminin doğal şekilde yaygınlaştırılması, kötü alışkanlıklardan koruyan doğru ilgi alanlarının teşviki ile sosyal erozyonun engellenmesi, doğru yönlendirme ile tercih edilmesi istenen spor dallarının kalıcı kılınması vb.  birçok fayda sağlanacaktır.




Çocuk Sağlığı Taramaları Projesi

2014 Yerel Seçimler öncesi hazırlayıp, bazı Başkan Adayları ile paylaştığım projelerim arasındadır.

Projenin Tanımı:

İlçede yer alan Anaokulu ve İlk Öğretim Okullarına devam eden öğrencilerin belirlenen sağlık sorunlarına karşı yılda en az bir kez Belediye öncülüğünde sağlık taramalarının yapılması projesidir.

Projenin Kapsamı:

Anaokulu ve ilköğretim okullarında okuyan öğrenciler için Göz Sağlığı, Kulak Burun Boğaz Sağlığı, Psikolojik Değerlendirme, Kalp Sağlığı ve Ağız ve Diş Sağlığı konularında uzman ekipler hazırlanarak yılda en az bir kez olmak üzere bütün okullarda sağlık taraması yapılacaktır.

Projenin Paydaşları ve İcra Şekli:

İlçede bulunan Milli Eğitim Müdürlüğü ve Sağlık Müdürlüğü ile yapılacak protokoller sonucu projenin takvimi planlanacaktır. Konu ile ilgili resmi kaynaklar öncelikle değerlendirilerek yeterli kalınmadığı veya diğer nedenlerle ihtiyaç oluşması halinde hizmet alımı ile projenin icrası sağlanacaktır.

Projenin Beklenen Önemli Sonuçları:

Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın ileride daha zor ve pahalıya mal olacak sağlık sorunlarının önceden tespit edilerek tedbir alınmasına katkı sağlanacaktır. Eğitimcilerin ve ebeveynlerin çocuk sağlığı konularında hassasiyetleri ve bilgi düzeyleri artacaktır. Çocuklara tarama sırasında aktif ve doğrudan sağlık eğitimi de verilmiş olacaktır. Bölgenin temel sağlık sorunlarının tespit edilmesinde ve tedbir alınmasına destek verilecektir. Tarama sırasında çocukların ve ailelerin sosyo-ekonomik durumları da belirlenerek beslenme ve giyinme gibi temel ihtiyaçlar konusunda durum tespiti yapılmış olacaktır.




Işığın Gürültüsünde Boğulmayalım

Siz hiç etrafınızdaki ışık teröründen veya gürültüsünden rahatsız oldunuz mu? Son bir kaç yıldır adeta salgın gibi her yere yayılan kuvvetli led ışıklı tabela teröründen bahsediyorum. Bu konuda çok rahatsızlık hissetmeye başladım ve yazmasam eksik kalırdı.

Eskiden ışıklı tabelalar daha masumdu, plastik yüzeyin ardında yanan floresan ampulleri ile aydınlanır ve görmek isteyenler için “işte buradayım” mesajını efendice iletirdi. Şimdiki  ledli, kayan yazılı tabelalar ise gerçekten terör estiriyor. Cırtlak kırmızı ve yeşil başta olmak üzere çeşitli renklerde yanıp sönüyor, kayar yazı  oluyor, ritimsiz ve ruhsuz tekrarlar yaparak göz ve beyin algımızı alt üst ediyor. Farkında olmasak bile düzensiz, kaba ve yüksek hızlı parlamaları ile beynimizi yoruyor ve stres yüklüyor. Işığın bu kadar hoyrat, ölçüsüz, düzensiz ve saygısız kullanıldığını hatırlamıyorum.

Eskiden olsa, arkanızdan gelen ve yansımalarını gördüğünüz kırmızı ışığın polis veya itfaiye arabası olduğuna, mavi yansımaların ise ambulansa ait olduğuna neredeyse emin olabilirdiniz. Tıpkı, sarı ışığın iş makinası veya çekiciyi, yeşil ışığında cenaze arabasını gösterdiği gibi. Ama şimdi, kırmızılı mavili şiddetle yansıyan ve sokağı işgal eden ışığın kaynağı işgüzar bir çiğ köfteci olabilir! Görmesem yazmazdım! Ya da, tıpkı evimin sokağında bulunan ve akşamları her yeri fosforlu yeşile boyayarak “bakın bana” diye sanal çığlıklar atan, PVC Pencerecinin iğreti tabelası gibi. Her defasında; önce küçük bir algı şoku yaşatıyordu bana, yeşil yansımalarıyla ve bende bir ailenin ocağına ateş mi düştü diye ürperiyordum. Sonra tabelayı fark edince de işyeri sahibine buğz ederek yoluma devam ediyordum.

Artık neredeyse alıştım ama hassasiyetim de gitti sayılır. Gerçek cenaze arabası veya ambulans geliyor olsa kendisini görmeden hassas davranmaz hale geldim. Halbuki, renkleri özellikle seçilmiş bu araçları daha görmeden, ışığını fark edip vatandaşlık görevini yapalım istenmiyor muydu?  Daha traji-komiğini söyleyeyim:  Özel izinle ışıklı uyarı sistemi takılan araçlar bile ancak gerekli hallerde bunları açabilirler. Örneğin bir ambulans hastaya gitmiyor ise veya hastası yok ise tepe lambalarını yakamaz.  Yakarsa, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Bu hakkı gereksiz yere kullananlar hakkında Karayolları Trafik Kanununa göre işlem yapılmakla birlikte Türk Ceza Kanunu hükümleri de uygulanır.” hükmünce sürücüsü de yanar! Yani anlayacağınız; ambulanslar gereksiz yere ışıklarını açamaz ama düşüncesiz iş yeri sahipleri 24 saat boyunca her türlü ışığı açar, sokağı diskoya çevirir, evlerinde yatanların camlarından ışık saldırıları yapar, ancak yanına kâr kalır! Doğru, hemen hiç bir şey olmaz.

İstanbul’da tabela ve reklamları denetleyen üst kuruluş olarak Büyükşehir Belediyesi, öncelikle boyuna ve konulduğu cepheye, yazılarının büyüklüğüne vs. bakıyor. İBB’nin Reklam Yönetmeliğinde, yetkili olduğu ana arterlerdeki ışığın şiddeti veya ışık kirliliği konularında “Yol kenarlarındaki pano ve tanıtıcı levhalarda, yanıp sönen ışıkların kullanılması, kırmızı, sarı ve yeşil ışıklarla veya bu renkteki ışık yansıtıcı cisimlerle tertiplenmesi yasaktır.” şeklinde bir madde var. Ama, anlaşılan o ki  yeterince etkili veya akşamları denetlenmiyor. İlçe belediyelerinde benzer hassasiyeti aramıyorum bile, yaşadığımız sokaklardan belediye yöneticileri de geçiyor fakat nafile.

Gereğinden fazla ve ölçüsüz kullanılan her şey israf demektir. Enerji kaynaklarımızda sınırsız  olmadığına göre her zaman tasarruflu davranmamız gerekir. Aşırı ışık kullanımı dünyada yaşayan diğer canlılarında hayatını kötü etkiliyor. Kuşların göç yollarından, hayvanların gece davranışlarına kadar her şeyi etkileniyor. Bizler, yaşadığımız çevre ile uyumlu ve saygılı olabildiğimiz ölçüde geleceğe güvenle bakabiliriz.

Konu ışıktan açılmışken, sağlıkla ilgili bir yönüne de dikkat çekmek isterim. Uyuduğumuz zaman, odamızda mutlak karanlığa ihtiyacımız var. Melatonin, beynimiz tarafından uyurken ve karanlıkta salgılanan, sağlığımız üzerinde oldukça etkili bir hormon. Bağışıklık sisteminden, büyümeye kadar  çok önemli düzenlemeleri yönetiyor. Kanserin oluşumu veya önlenmesi ile doğrudan ilgili olduğu tespit edilmiş. Gece çalışanların kansere daha çok yakalanması, doğuştan görme engellilerin hiç denecek kadar kanser olmaması bu hormonla ilgili. Özellikle çocuklarımızın büyümesi ve sağlığı için bu konu çok önemli. TV başında uyumak, ışıklar açıkken uyumak kesinlikle sağlıklı değil. Aydınlığa olduğu gibi,  karanlığa da muhtacız.