Eskilerden Kalan Bir Haksızlık: #Kamuda35YaşSınırı

Üniversitelere giden gençlerimiz, gelecekte yapmak istedikleri meslekler veya görevlere göre farklı okullar, asgari eğitim süreleri ve aşamalardan oluşan uzun bir maratona başlıyorlar. Bir kısmı doğrudan çalışma hayatına atılabilecekleri lisans veya önlisans bölümlerine giderken, bir kısmı da kamunun açacağı kadro ve sınavların belirlediği kısıtlı bir kariyer yolunu tercih edebiliyor. Hakimlik, Kaymakamlık vb. özel kadrolarda olduğu gibi, genellikle uzmanlık, müfettişlik, kontrolörlük, denetmenlik vb. tanımlanan KPSS A Grubu kariyer kadroları da doğrudan kamunun ihtiyaç ve sınav takvimine bağlı olarak şekilleniyor.

Bütün bu kariyer kadrolarının daha girişinde adayları adeta giyotin gibi doğrayan bir 35 yaştan küçük olma şartı var!

Kamuda işe alımlarda 35 yaş şartının uygunsuzluğunu ve haksızlığını açıklayan pek çok neden arasından aklımıza gelenleri sıralayalım:

-Gençlerimizin eğitimde geçen süreleri, lisans sonrası yüksek lisans, yabancı dil kursları, sertifika programları vb. nedenlerle oldukça uzamıştır. Eğitimini tamamlayan gençlerin, 35 yaş sınırına girmeden şanslarını deneyebilecekleri sınav sayısı çok azalmıştır!

-Kamunun kendi ihtiyaç ve planlamasına göre, rutin değil değişken aralıklarla açtığı sınavlar yüzünden gençlerin 35 yaş kuralına takılmaları, çıkma ihtimali yüksek olan talihsiz bir piyango çekilişi gibi korku ve belirsizlikle dolu bir riske dönmüştür.

-1999 yılında çıkarılıp 2000 yılında revize edilen 4447 sayılı kanunla, emeklilik yaşları işe yeni başlayan kadınlarda 58, erkeklerde 60’a yükseltilmiştir. 2000 yılı öncesinde lisans sonrası başlayan bir kadın memur 45 yaşlarında, erkek memurlar ise 47-48 yaşlarında emekli olabiliyorlardı. O dönemlerde devletin 35 yaş üzeri personel için en fazla 10 yıl sürebilecek bir kariyer yatırımından kaçınması makul görülüyordu. Ancak emeklilik yaşının yeni başlayanlar için  58-60 yaşına çıktığı bir dönemde 35 yaş üzeri memur adaylarının daha kapıdan elenmesi hak ve adalet kavramlarına da, devlette uyum ve süreklilik ilkesine de uymuyor!

-Sırf 35 yaş engeline takıldığı için hak mahrumiyetine uğratılan gençlerimize ailelerinin ve devletin yaptığı yatırımlar, bir nevi çöpe atılarak inanılmaz bir insan kaynağı ve ekonomik israfa dönüşmektedir. Yetişmiş insan gücümüzün, alanlarından farklı iş kollarında düşük profillerde çalışmaya zorlanması kamu kaynaklarının savurganlığından başka bir şey değildir.

-Özellikle 2010-2015 yıllarında yapılan sınavlarda FETÖ mensuplarının kamu kadrolarına sızmak için sınav sorularında hırsızlıkları ve mülakatlarda mensupları olmayan adayları haksız şekillerde eleme gibi alçakça işleri herkesin malumudur. 15 Temmuz kalkışmasında Şehit ve Gazi olan insanlarımızın dışında, geleceği karartılan bu gençlerimiz de kötü etkilenerek mağdur edilenler arasındadır. Bu haksızlığın; açıktan atama gibi ayrıcalıklara tevessül edilmeden, en azından sınavlarda adil şekilde tekrar yarışma hakkının verilerek giderilmesini büyük bir sabır ve umutla bekliyorlar!

-KPSS A sınıfı kariyer meslekleri bedeni değil akli emeği önceleyen, kemale erdikçe kalitesi artan beyaz yakalılar grubundandır. Dolayısı ile kemalât yaşının 40 ve üzeri olduğunun dikkate alınması gerekir. Gelmiş geçmiş en mükemmel insan olmasına rağmen, biricik Önderimiz Hz. Muhammed aleyhisselamın peygamberlik görevinin 40 yaşında başlamasının bize dönük bir işaret ve anlamı olması gerekmez mi? 2018 seçimleri sonrasında TBMM’ye seçilen Vekillerin yaş ortalamasının da 50 olduğu tespit edilmiştir.

-Başka bir engeli olmadığı, önünde zorunlu çalışabileceği en az 15-20 yıl sürenin olduğu belli olan adayların, sırf 35 yaşına geldiği için başvuru haklarının iptal edilmesi Anayasamızın 10. ve 70. maddelerinde yazılı temel esaslara da aykırı düşmektedir!

-Zorunlu prim ödemelerini fazlasıyla yaptığı, süresini doldurduğu halde, sonradan çıkarılan 4447 sayılı yasayla emeklilikte yaşa taktırılan emekçilerden, işsiz kalanların durumları da içler acısıdır. Hak ettikleri aylık maaşlarını alamadıkları gibi ekstra GSS borçlanmasına maruz bırakılıp sağlık hizmetlerinden ve ilaç temininden mahrum kalmaktadırlar. Kamuda 35 yaş sınırı işsiz EYT’li kardeşlerimizi de mağdur etmektedir. Devletin ve özel sektörün yaşlı bulup iş vermediği, emeklilik maaşlarını da genç(!) gördüğü için bağlamadığı bir kâbusu yaşıyorlar! Sağlığı ve yeterliliği uygun olan işsiz ve EYT’li mağdurların da 40’lı yaşlarında kamuya girişine kapı açılmalıdır. İş güvencesi emeklilik planlarını da erteleteceği için SGK üzerindeki yükleri de azalacaktır. Özel sektörün de ileri yaşlardaki işsizleri istihdam etmeleri teşvik edilmelidir.

Özetle, kamuda işe alımlarda 35 yaş sınırı düşük, sonuçları ağır ve haksız bir kuraldır. Milletin evlatlarının emeklerini ve umutlarını çöp etmemek, okumuş ve yetişmiş insan havuzumuzu en efektif düzeyde değerlendirebilmek için bu yaş sınırı en az 40’a yükseltilmeli; imkan, talep ve ihtiyaç ölçüsünde 45 yaşına kadar yükselmesi düşünülmelidir.

Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.” (A’raf/31) Buyuran Yüce Rabbimiz, eşref-i mahlukat olarak yarattığı insanoğlunun ömürlük emeklerinin haksız bir kuralla heba edilmesine, fütursuzca israfa gidilmesine hiç razı olur mu?




Personel İşe Giriş Sınavları

Sağlık Eğitim Enstitüsü Tıbbi İstatistik ve Bilgisayar bölümünü okurken aldığım pedagojik formasyon eğitimi ve ardından 3 yıla yakın bir süre boyunca Kartal Sabiha Gökçen Anadolu Kız Meslek Lisesi Bilgisayar Bölümünde Öğretmenlik yapmış olmam eğitim ve sınav konusundaki yetkinliğimi ve deneyimimi oldukça arttırdı. Bu arada yaklaşık 5 yıl boyunca akşamları ve hafta sonları Asrın Özel Eğitim Kurumunda İlk Yardım ve Bilgisayar öğretmenliği yaptım.

2004 yılında yapılan Personel ve Bilgisayar Otomasyonu ihalesi sonunda hastanede farklı statüde bulunan 70 kadar Bilgi İşlem personelinin sayısını kısa süre içinde 150’ye çıkarmak gerekti. Bu çalışmanın adil bir seçimle ve kalifiye personelin istihdamını sağlamak için Başhekimliğin izni ile bir sınav düzenledim. Hastanede çalışmak üzere başvuran 300’ün üzerindeki istekli için bir sınav hazırladım. Hastane personelinin desteği ile sınavı yaptım ve komisyonlar kurarak sonuçların doğruve adil olarak belirlenmesini sağladım. Hastane yönetimi en yüksek puan alanlardan başlayarak ihtiyaç duyulan personelin seçimini yaptı.