Murat Kurum Yargılanmalı mı, Başkan mı Seçilmeli?
Sayın Murat Kurum, Akparti tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterildi. Üstelik gelmesi beklenen büyük İstanbul depreminin korkusu da üflenerek adeta kurtarıcı ve kentsel dönüşümcü kahraman gibi lanse edildi. İstanbul’un kaynaklarını tüketecek, şehrin ve coğrafyanın dengelerini alt üst edecek Kanal İstanbul ütopyasının da garantörü olması sağlandı. Böylece yerli ve yabancı arsa simsarlarının büyük bir heyecanla bekledikleri rantsal dönüşümün de teminatı verilmiş oldu.
Türkiye 6 Şubat 2023 depremleri ile derinden sarsıldı ve 11 vilayetimizde yaşayan 53 binden fazla vatandaşımız vefat etti, 100 binden fazlası yaralandı, milyonlarca insanımız evsiz yuvasız kaldı. Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ’ın kadim geçmişinden bugüne kalan eski evleri, binaları dışında henüz 2-3 yaşındaki taze binaları da yerle bir oldu. Özellikle 1999 öncesi yapılardaki yıkım ağırlığı bir yere kadar anlaşılabilirse de henüz yeni yapılmış, daha hiç kullanılmamış bölümleri de olan binalar neden yıkıldı?
Kahrolası inşaat yolsuzluklarını ve yanlışlarını önlemek için kurulan Yapı Denetim Kuruluşlarının cinayet kararı gibi inşaat onayları, yaşadığımız acı tecrübenin en önemli sebepleri arasındadır. Yapı Denetim Kuruluşları tıpkı Noterler gibi bağımsız, kamu adına proje denetim ve onaylama yetkileri bulunan özel görevli kuruluşlardır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayı ve kontrolü altında çalışırlar. Denetçi mimar ve mühendislerin yetki belgelerini bu bakanlık verir ve takip eder.
1999 depreminden sonra yapılan inşaat proje ve uygulamalarının kamu adına uzman kuruluşlarca bağımsız denetçiler tarafından kontrol edilmesi istenmiştir. Bu nedenle 2001 yılında Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile önceden 27 ilde başlatılan pilot uygulamaya 19 il daha katılarak devam edilmiş ve son olarak 2010 yılında resmi gazetede yayımlanan kanun değişikliği ile bütün illerde yaygın uygulamaya geçilmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adına yapıları denetlemek için görevlendirilen bu kuruluşların, işlerini ne kadar düzgün yaptıkları yıkılan genç binaların çokluğundan bellidir! Bakanlıktan beklenen esas fonksiyon afet olur olmaz olay yerine koşarak gece gündüz enkaz kaldırma faaliyetlerini yönetmek değil, mümkün olan en az sayıda enkaz yaşanmasını temin etmektir! 6 Şubat depremleri hem Yapı Denetim Kuruluşları hem de onlara yetki veren zamanın Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum için kara bir tablo, rezil bir karnedir! Bu sonuca neden olan tüm kişi ve kurumların baştan aşağı istifa edip yargılanmaları gerekirken taltif edilmeleri ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine yine deprem korkusu pompalanarak başkan teklif edilmeleri halkın aklıyla alay etmek değilse nedir Allah aşkına?
Geçmiş hata ve kusurlarından doğan felaketin hesabını vermeden, mahcubiyetini bile yaşamadan kahraman edasıyla yeniden farklı rant alanlarını ve Kanal İstanbul gibi ekolojik faciaların uygulamasını yürütmeye teklif edilmesi ne kadar trajik bir yaklaşım ve umarsızlıktır!
Sizi bilmem ama ben Sayın Murat Kurum’u her gördüğümde, arkasında silüet halinde yıkılmış binaları, kaybettiğimiz vatandaşları, yerle bir olan şehirleri, aç gözlü müteahhitlerin sırtlan gibi sırıtışlarını da fark ediyorum! Allah fırsat vermesin demekten, hissettiklerimi paylaşmaktan başka bir şey gelmiyor elimden…